Öğretmenlerimizin Sağlığı İçin
Öneriler!
Öğretmenlik karşılığını
düşünmeden çok fazla çaba ve emek sarf edilen en kutsal mesleklerden biri. Bu
koşulsuz ve sınır tanımaz çaba, beraberinde vücutta olumsuz yansımaları da
getirebiliyor. İbniSina Hastanesi uzmanları öğretmenlerin meslek hayatları
boyunca ses ve göğüs sorunları, ortopedik rahatsızlıklar ve varis gibi birçok
sağlık sorunu ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek, bu hastalıklara karşı
çeşitli önerilerde bulundu.
Mentollü Nefes Açıcılar Ses
Tellerinde Kuruma Yapıyor
İbniSina Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. İlhan DEMİRYILMAZ, meslek gereği sesini yoğun olarak kullanan
öğretmenlerde, sıklıkla ses kısıklığı, ses tellerinde ödem, nodül ve polip gibi
hastalıklara rastlandığını söylüyor. Bu hastalıkların önüne geçmek için ilk
adım olarak sigaranın bırakılması ve pasif içicilik söz konusu olduğu için
sigara içilen yerlerde bulunmaktan kaçınılması gerektiğini vurgulayan Op.Dr. DEMİRYILMAZ, diğer önerilerini şöyle sıralıyor:
• Sık sık boğaz temizleme alışkanlığı varsa, bu alışkanlıktan vazgeçilmeli. Bu
gereksinim hissedildiğinde bunun yerine birkaç yudum su içilmeli.
• Günlük su tüketimi en az 2,5 litre ( on su bardağı ) olmalı.
• Ses tellerinde kurumaya yol açabilen mentollü nefes açıcı, şeker ve
pastillerden, kurumayla birlikte ses tellerinde salgı artışına da neden olan
kafeinli, baharatlı ve asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı. Ayrıca
bazı ilaçlar ses telleriyle beraber boğazda da kurumaya neden olduğu için ilaç
kullanımından önce uzman hekime danışılmalı.
• Ses tellerinde kurumaya neden olabilen bir diğer tehdit unsuru olan kuru
ortamlarda bulunmamaya özen gösterilmeli; bulunulan ortam
nemlendirilmeli.
• Düzenli uykuya özen göstermeli; gün içinde zorunlu olarak uzun süre konuşarak
ses yorulduysa mutlaka bir süre konuşmayarak ses dinlendirmeli.
Uzun Süre Ayakta Durmak Tehlikeli!
Toplumda öğretmen hastalığı olarak da anılan “varis” ile ilgili bilgi veren
İbniSina Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. İlhan DEMİRYILMAZ, öğretmenleri
devamlı ayakta durmamaları veya hareketsiz oturmamaları yönünde uyarıyor.
Kişinin devamlı ayakta durma veya hareketsiz olarak oturma halinde ise,
ayaklarını müzikle ritim tutar gibi hareket ettirmesini önererek bu
hareketlerin hem varisi hem de toplardamarlarda pıhtı oluşumu engellemekte
etkili olacağı belirtiyor. bir başka önerisi de fırsat bulunduğunda bacakları
baş seviyesinden yukarı olacak şekilde kaldırıp dinlenmek.
Yumuşak Tabanlı Ayakkabı Tercih
Edilmeli!
Öğretmenleri uzun süre ayakta
kalmamaları konusunda uyaran bir diğer isim Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı
Op.Dr.İlhan DEMİRYILMAZ, uzun süre ayakta durmanın bel ağrısı ve ayak
ağrılarını da beraberinde getireceğini ifade ediyor. Op.Dr.Demiryılmaz
öğretmenlerin uygun ayakkabı seçimine de dikkat etmeleri gerektiğini
belirterek, “Öğretmenlerimiz topuklu ayakkabıdan kaçınmalı, ön kısmı geniş,
yumuşak tabanlı ayakkabıları tercih etmeliler.” diye konuşuyor.
Tahtada Yazı Yazarken Omuza
Dikkat!
Öğretmenlerde diğer sık görülen
bir sorun da omuz ağrıları. Tahtaya uzun süre yazı yazanlarda omuz çevresinde
adale sıkışması sorunları görülebiliyor. Op.Dr. Demiryılmaz bu sorun için ise,
olabildiğince baş üstü seviyesinde yazı yazmamayı, tahtanın silinmesinde
öğrencilerden yardım almayı ve ağır taşımamayı çözüm olarak gösteriyor.
Sınıflar Sıklıkla
Havalandırılmalı
İbniSina Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. İlhan DEMİRYILMAZ, öğretmenlerin sık yaşabileceği sorunlardan
biri olan solunum yollarında gelişen enfeksiyonlar ve alerjiye dikkat çekiyor.
Op.Dr. Demiryılmaz şunları belirtiyor:
“Kış aylarında kapalı ortamlarda
toplu yaşam, solunum sistemi hastalıkları açısından önemli bir risk. Ortamda
bulaşıcı bir hastalığı olan kişinin varlığı, o havayı soluyan herkesi hastalık
açısından riskli konuma getiriyor. Vücut direnci düşük olanlar ya da alerjik
bünyesi olanlar daha çabuk etkilenebiliyor. Özellikle kış aylarında,
teneffüslerde öğrencilerin üşümemesi için sınıfların havalandırılmaması
durumunda, kirli hava büyük bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca
kapalı ortamlardaki tebeşir tozu, kokulu kalemler, yapıştırıcılardan çıkan
kimyasal kokular da alerjik bünyeli kişilerde ve astım hastalarında nefes
darlığı ve öksürük yakınmalarının başlamasına neden olabiliyor. Tüm bu
nedenlerle, kapalı ortamların sık havalandırılması riskleri en az seviyeye
indirmek açısından önemli ve gerekli."
Op.Dr. İlhan DEMİRYILMAZ