Akupunktur Nedir?
Akupunktur binlerce yıllık geçmişe dayanan ve geleneksel Çin tıbbının bütünleyici parçasını oluşturan bir tedavi yöntemidir. Çin’de başlayıp sınırlarını aşarak Asya kıtasında, Kore’de, Japonya’da yaygınlaşan bir tedavi olmuştur. Avrasya ve Afrika’ya 17. yüzyılda yayılmasıyla birlikte, Batı dünyasının ilgisini çekmiştir.
Akupunktur binlerce yıllık geçmişe dayanan ve geleneksel Çin tıbbının bütünleyici parçasını oluşturan bir tedavi yöntemidir. Çin’de başlayıp sınırlarını aşarak Asya kıtasında, Kore’de, Japonya’da yaygınlaşan bir tedavi olmuştur. Avrasya ve Afrika’ya 17. yüzyılda yayılmasıyla birlikte, Batı dünyasının ilgisini çekmiştir.
İnsan organizması zıtlıkların dengesindeki mükemmellikle ayaktadır. Otonom sinir sistemi olarak bilinen bir sistem, bu dengenin devamlılığını temin eder. Bu sayede, uykudayken dahi kalp, böbrek, beyin gibi organlar istirahat etmeden çalışır durur. Sistemin mükemmel çalışmasında çeşitli hormonlar esas rol oynar. Adrenalin, noradrenalin ve asetiklolin… Akupunktur bir anlamı ile bu sistemi dengeleyerek şifaya vesile oluyor. Akupunktur tedavisi, bozulan dengeyi düzenleme ve düzene sokulan dengenin de korunarak devamlılığının sağlanmasıdır. Akupunktur, bugün bütün dünyada ilgi ve heyecan uyandırmaya devam etmektedir. Her geçen gün değişik hastalıkların tedavisinde de, yüz güldürücü sonuçları ortaya çıkmaktadır. Akupunktur, organizmanın kendi kendini tedavi ettiği bir metottur ve en önemli özelliği yan etkisinin olmamasıdır.
Akupunktur Noktaları

Akupunktur tedavisinde etkili olan en önemli unsur, iğnenin kendisi değil, yeri ve özelliği belli olan vücut yüzeyindeki giriş noktalarıdır. Çin felsefesine göre; insan vücudunda 12 çift ve 2 tek olmak üzere 14 meridyen ve bu meridyenler üzerinde 360 tane akupunktur noktası bulunmaktadır. Tedavi, hastalığa göre seçilecek noktalara sistemli iğne batırma prensibine dayanır. Eğer bu noktalar doğru bir şekilde uyarılmaz ise iğneyi batırmanın bir etkisi olmaz. Akupunktur’un asıl amacı, önce noktayı uyarmaktır. Bu uyarma işlemi iğne, parmaklar ve lazer ile yapılabilir. Bu yöntemlerin hepsi tedavi edicidir. Hasta, akupunktur tedavisinde bir bütün olarak ele alınır ve amaç hastaya mutlak bir ilaç vermek değil, hastalığı çözmek yönündedir. Yapılan araştırmalarda, akupunktur noktalarının bulunduğu vücut bölgelerinden biyopsi alınarak incelenmiş ve bu bölgelerin diğer bölgelere oranla daha farklı olduğu ve bolca sinir yumakları ihtiva ettiği görülmüştür.
Akupunktur sadece telkin değildir

Yarış atlarında sıkça görülen yumuşak doku zedelenmelerinde akupunktur tedavisi başarı ile uygulanmış, hatta doping amacıyla da kullanılmıştır. Hayvanlarda bu noktaların başarı ile uygulanması, yetersiz bilgi sahiplerinin kanısına karşıt olarak, akupunkturun basit bir telkin hekimliği olmadığını gösterir. Hatta bundan daha ileri bir tıp dalı olduğunu kanıtlar. En eski ilacımız Aspirin’in 100 yıllık mazisi olduğunu düşünürsek, 5 bin yıllık tedavi vasıtası olan akupunkturu tenkit etmek yerine, ayrıntılı olarak anlamaya çalışmalıyız.


Akupunktur Tedavi Yöntemleri

Akupunktur tedavisinde sırt, boyun, el, kulak ve vücudun diğer bölümleri kullanılır. Vücuttaki belirli akupunktur noktalarına iğneler yardımıyla yapılan uyarılar, vücudun hemen her bölgesine iletilir. Bu iletilen uyarılar, akupunktur noktalarından sinir sistemine ve son olarak da beyne ulaşır. Beyin de bu uyarıyı gerekli bölgeye ulaştırır ve akupunktur uygulanan bölgedeki enerji dengesi düzelir. Böylece hastalık da ortadan kalkmış olur.

Tüm organlarımızın kulak üzerinde yansımaları vardır. Kulağın alt meme kısmı tüm baş bölgesini ve üst kısmı da ayakları temsil eder. Bu alanlar vücudumuzun herhangi bir yerinde meydana gelmiş rahatsızlığın teşhisinde ve tedavisinde kullanılır. Kulak akupunkturunda, hastalıklı bölgeye karşılık gelen kulağın uygun bölgesi uyarılmakta ve tedavi edilmektedir. Bağımlılık tedavisi ve obezite gibi birçok konuda geniş çapta kullanılmaktadır. Kulak iğneleri, yapışkan destekli çok küçük iğnelerdir. Kulak iğneleri, kulağa geçirilir ve kulakta birkaç günden, iki haftaya kadar bırakılabilir. Kulak akupunkturu özellikle küçük çocuklarda ve iğne korkusu olan insanlarda sık kullanılmaktadır. Hastanın iğne uygulanan yeri görmemesi, tedavide kolaylık sağlamaktadır. Vücut akupunkturunun kulak akupunkturu ile kombine edilmesi tedavi başarısını daha da artırır.

Laser tedavisi, organizma içindeki fizyolojik değişiklikleri uyaran ve bu sayede iyileşme veya ağrının azalmasına veya yok edilmesine yardımcı olan, çeşitli frekans ve dalga boyundaki şiddetli ışık tedavisidir. Bazı hastalıkların tedavisinde veya hastanın tercihi doğrultusunda, iğne yerine lazer kullanılmaktadır. Bu yöntemde uyarı, lazerle yapılmaktadır. Özellikle ameliyat ve kazalardan sonra kalan izleri yok etmek konusunda, oldukça başarılı bir yöntemdir. Ayrıca çocuklar için iğne yerine sıkça lazer kullanılır. Laser ışını, iğne yerine ya da iğne ile birlikte rahatça kullanılabilir. Özellikle ağrılı ve iğne tatbikinin güç olduğu durumlarda (derin dokular ve zarlar, kemik yapı vs...) oldukça uygundur. Laser ışını ile yapılan akupunktur uygulamasında süre, iğneli akupunktur tedavisine göre daha kısadır. Laser ışını aseptiktir ve enfeksiyon riski hemen hemen hiç yoktur. Nce ayarlama ile daha geniş alanda uygulama sağlar. Derinlemesine nüfuz eder. İğneli akupunktur tedavisinin uygulanabildiği tüm rahatsızlıklarda, laser akupunktur da uygulanabilir. Laser tedavisi ağrıya sebep olmaz, bugüne kadar bilinen hiçbir yan etkisi de tespit edilmemiştir.

1- Analjezik etkisi: Ağrı kesici etkisi, vücuttaki endorfin hormonunun salgılanması sonucu oluşmaktadır.

2- Sedasyon etkisi: Beyin damarlarında belirgin değişiklikler meydana gelmediği hallerde bile, 15 saniye gibi bir süre içinde dahi hastada rahatlama, gevşeme, huzur ve sükunet hisedilmektedir 

3- Homeostatik etki: Otonom sinir sistemini aktive ederek vücut salgılarını dengelemekte, dolaşımı düzenlemektedir. Akupunktur seansı sonrası kan basıncı %30-60 düşmekte, kan yağlarının miktarında ise %20-30’luk bir azalma kaydedilmektedir.

4- Bağışıklık sistemi üzerine etkisi: Bağışıklık sistemi harekete geçmekte, alyuvar ve akyuvar sayısında artış sağlanmaktadır. Enfeksiyonlara karşı olan koruyucu hücrelerde %30- 50 oranında artış gözlenmiştir.

5- Motor fonksiyonlarda iyileşme: Kas, kiriş, kemik yapılarında güçlenme; diz, bel, ayak bileği yaralanmalarında daha hızlı iyileşme tespit edilmiştir. Kemik kırıklarında kaynama süresini kısalttığı bilinmektedir.

* Romatizmal rahatsızlıklar

 

* Servikal artroz (boyun kireçlenmesi), gonartroz (diz kireçlenmesi), disk herniasyonu (bel fıtığı, boyun fıtığı), siyatik ağrısı, yumuşak doku zedelenmeleri.

 

* Ruhsal ve psikiatrik  rahatsızlıklar

 

* Depresyon, korku, panik atak, sıkıntı, uykusuzluk, sigara ve alkol bağımlılığı, şişmanlık...bağımlılık tedavisi

 

* Nörolojik rahatsızlıklar

 

* Baş ağrıları, migren, trigeminal nevralji, fasial paralizi (yüz felci) interkostal nevralji, bel ve boyun fıtığı, sırt ağrısı,Müzmin ağrı ,kas romatizması, beyin felci, parkinson unutkanlık, baş dönmesi, dengesizlik….

 

* Solunum yolu rahatsızlıkları

 

* Kuru öksürük, allerjik rinit, allerjik bronşit, kronik farenjit, sinuzit, kronik bronşit, bronşial astım.

 

* Hormonal rahatsızlıklar

 

* İnfertilite, adet düzensizlikleri, akne, empotans (iktidarsızlık), menapoz, sellulit.

 

* Kulak rahatsızlıkları

 

* Kulak çınlaması...

Sizi Arayalım
Logo
E-BÜLTEN’e KAYIT OL !
  Güncel duyurulardan haberdar olmak için lütfen e-bültene kayıt olun. . .
Site içeriğinde bulunan bilgiler destek sağlamak içindir. Hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi, tanı ve teşhis koyması yerine geçmez.
Bu bilgiler hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmamalıdır.
Web Tasarım_medyatör